Tercih Dönemi Yaklaşırken…

Üniversite adayları için 2012 yazının en yakıcı günleri olan tercih dönemi gittikçe yaklaşıyor. Tüm yılı ve çoğu zaman daha da uzun bir süreyi kapsayan çalışmanın meyvelerini toplamak ya da hüsrana uğrama ihtimali arasında gelgitlerle dolu bir sürecin başlangıcı aynı zamanda tercih dönemi.

Bu süreçte herkesin bir hayali var. Tüm öğrenciler üniversiteye yerleşmenin hayali ile giriyor tercih sürecine. Ancak bu sürece dâhil olurken çok ta planlı ve bilinçli oldukları söylenemez.

Burada bir üniversiteyi tercih ederken ilk başta nelere dikkat etmeleri gerektiğinden bahsederek kafası karışık üniversite adaylarına bir fikir vermeye çalışacağım. Yıllardır üniversite adayları ile iç içe çalışıyorum ve tercihlerini belirleyen unsurları gözlemliyorum. Üniversite adayları bir üniversiteyi seçerken genel itibari ile beş ana unsurun seçtikleri üniversitelerde bulunmasını istiyorlar. Benim “tercih yıldızı” dediğim ve her bir unsurun yıldızın bir ucunu oluşturduğu bu yapıyı maddeler halinde özetleyelim dilerseniz.

Yıldızın ilk ucunda “dil becerisi” geliyor. Artık üniversite adayları tercih edecekleri üniversitenin yabancı dilde eğitim veren ya da yabancı dil hazırlığı sunan bir okul olmasını bekliyor. Çoğu için tek bir dil yeterli değil. Bu nedenle ikinci hatta üçüncü bir dil öğrenebilecekleri bir ortam talep ediyorlar.

Yıldızın ikinci ucu uluslararası bağlantılar. Üniversite adayları tercih edecekleri üniversitelerin Erasmus, Socrates gibi uluslararası bağlantıları olmasını bekliyor. Hepsinin hayalinde üniversite hayatlarının bir yılını ya da bir dönemini yurt dışında geçirmek var. Üniversitelerimiz, özellikle de vakıf üniversitelerimiz bu konuda öğrencilerine tatmin edici seçenekler sunuyorlar. Sadece Erasmus, Socrates değil pek çoğu SUNY, ISEP gibi ağlarla öğrencilerine dünyanın tüm kıtalarında değişim imkânı tanıyor.

Yıldızın üçüncü ucu mezuniyetten sonra iş imkânı ki öğrencilerin bölüm seçerken en çok önemsediği noktalardan biri bu. Pek çok öğrenci seçtiği üniversitenin verdiği eğitim, kendisine kattığı artı değerler yanında kariyer merkezleri gibi yapılarla iş bulmasında, iş ortamına hazır yetişmesinde katkı sağlamasını istiyor. Bu konuda Türk Üniversiteleri hızlı adımlarla ilerliyor. Konseptinin tümünü girişimciliğe entegre etmiş okular kadar eğitiminin içerisine girişimcilik dersleri, iş yaşamına hazırlık çalışmaları ve geniş zorunlu ve gönüllü staj olanakları sunarak öğrencilerini iş ortamına hazırlamaya çalışan pek çok üniversite de mevcut.

Yıldızın dördüncü ucu üniversitenin öğrencinin eğitimine verdiği manevi destek kadar maddi destek verip vermediğidir. Özellikle vakıf üniversiteleri için öğrenciler burs imkânlarını derinlemesine araştırmakta, bursların kesilme koşulları içerikleri gibi konuları didik didik etmektedir. Türk Üniversiteleri bu konuda da kendilerini yıllar içinde oldukça geliştirmiştir. Vakıf üniversitelerinin neredeyse tümünde bir öğrencinin bursunu kaybetmesi mucizelere bağlıdır. Çoğu üniversite burs içeriğine yurt olanaklarını da eklemektedir. Yine pek çoğu diz üstü bilgisayarlar gibi teknik donanımlarla da öğrencilerini desteklemektedir. Artık devlet üniversitelerinin önde gelenleri de maddi desteklerini arttırmıştır.

Yıldızın beşinci ve son ucu ise üniversitenin sosyal ortamıdır. Üniversite adayları artık üniversite eğitimini yurt ve fakülteler arası yaşanan bir süreç olarak görmemekteler. Okul içerisindeki sosyal, sportif ve sanatsal etkinlikler belirleyici bir unsur haline geldi. Üniversitenin öğrencilerine ne gibi sosyal imkânlar sunduğu, üniversite öğrencilerinin ne kadar aktif olduğu, kaç kulüp ya da topluluk bulunduğu artık belirleyici birer unsur.

İstisnalar olabileceğini kabul etmekle birlikte bu güne dek konuştuğum öğrencilerin çoğu bir üniversitede tercih yıldızının tüm uçlarını aradıklarını belirttiler. Zaten üniversitelerimizde bunun farkına varmış olmalı ki yıldan yıla bu talepleri karşılamaya yönelik pek çok yeniliği hayata geçirmekteler.

Tercih dönemi yaklaştıkça tercih yıldızımızın tüm uçlarını tek tek de değerlendirmeye devam edeceğiz.