Prof. Dr. Refika Ersu, yetersiz uykunun çocukların eğitimlerinde başarısızlığa, sosyal fonksiyonlarında bozulmaya ve davranış problemlerine yol açtığını söyledi.
Okul öncesi çocuklarda toplam uyku süresinin 11-12 saat olduğunu belirten Ersu, 6-12 yaş döneminde ise bu sürenin 9-11 saat olması gerektiğini kaydetti.
Horlama ve tıkayıcı uyku apnesinin çocuklarda da sık görülen bir durum olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Ersu, şöyle devam etti:
'Tıkayıcı uyku apne sendromu, uyku sırasında tam veya kısmi hava yolu tıkanması sonucunda normal solunumun ve uyku yapısının bozulmasıdır. Tıkayıcı uyku apne sendromu en sık 2-6 yaş arasındaki çocuklarda bademcik ve geniz eti büyümesine bağlı olarak oluşur. Eğer tedavi edilmezse çocukların sağlığını, eğitimlerini ve yaşam kalitesini etkiler.'
Tıkayıcı uyku apnesi olan çocuklarda öğrenme zorluğu yaşandığını, kalabalık sınıflarda öğretmenlerin bunu fark edemeyeceğini vurgulayan Ersu, şunları kaydetti:
''Kronik horlama sıklığı, İstanbul'da ilköğretim çocuklarında yaptığımız bir çalışmada yüzde 7 çıktı. Ancak tıkayıcı apne her horlayan çocukta olmadığı için sıklığı daha azdır ve çocukların yüzde 1'inde görülür. Erişkindekinin aksine çocuklarda tıkayıcı apne sendromu kız ve erkeklerde eşit sıklıklarda görülür. Tıkayıcı uyku apnesi olan çocukların çoğunda geniz eti ve bademcik büyüktür ve bunların ameliyat ile alınmasından sonra çoğu çocukta tam iyileşme görülür.''
UYKU APNESİ BELİRTİLERİ
Prof. Dr. Ersu, uyku apnesi belirtilerine de değinerek, şu bilgiyi verdi: ''Uyurken nefes almada zorluk, horlama, huzursuzluk, terleme, idrar kaçırma.
Uyanıkken ise ağızdan nefes alma, sık üst solunum yolu enfeksiyonu, kronik burun akıntısı, tekrarlayan orta kulak iltihabı, gündüz uyku hali, azalmış iştah, sık bulantı/kusma, yutma güçlüğü, patolojik utanma, duyma güçlüğü, okul başarısında azalma, hiperaktivite gibi etkenler bu rahatsızlığın habercisidir.''
Alerjik saman nezlesi olan çocuklarda tıkayıcı uyku apne sendromunun sık görüldüğünü vurgulayan Ersu, uyku apnesi olan çocukların ağızdan nefes alma dışında uyanıkken çok şikayetleri olmadığını, bu tür şikayetleri olan çocukların doktor tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
PROF. DR. ZERRİN PELİN
Uyku Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zerrin Pelin de uyku apne sendromu bulunan çocukların dikkatlerini toplamada ve algılamada problem yaşadığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
''Küçük yaşlardan itibaren özellikle çene boyun mesafesi kısa olan çocuklarda uyku apnesi sıkça görülüyor. Bu çocukların derin uykularının az olmasından kaynaklanan büyüme, gelişme gerilikleri söz konusu. Bunlar tedavi edildiği zaman çocukların gelişmeleri normale dönüyor. Eğer tanı konulmamış bir çocuk söz konusu ise okula başladığı dönemde dersi dinleyememe ya da konsantre olamama gibi sorunlar ortaya çıkacaktır.''
UYKU APNESİ OKUL ÖNCESİ TEDAVİ EDİLMELİ
Prof. Dr. Pelin, okula yeni başlayan çocukların 10-11 saat uykuya ihtiyaçları olduğunu kaydederek şöyle devam etti:
''Eğer çocuklarda horlama ve uyku apnesi söz konusu ise bu sorunun mutlaka okul öncesinde uyku bozukluğu hekimleriyle görüşülerek tedavi edilmesi gerekiyor. Okula uyku apnesi ile başlayan çocuk hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha geri olur. Algılaması da diğer çocuklardan düşüktür.
Uyku apnesi, çocuklarda tedavi ettirdiğiniz zaman normale dönebilecek bir süreç. Böyle bir durumda çocuk okula gitmeye başlarsa da bu durumun öğretmene bildirilmesi uygun olur. Çocuklardaki uyku apnesi, genellikle cerrahi yolla çok rahat giderilebiliyor.''
İhtiyacı olan uykuyu alamadan okula gitmeye başlayan çocuklarda bir süre Betgram sonra yorgunluk ve dikkatsizlik başlayacağını vurgulayan Prof. Dr. Pelin, ''Velilerin çocuklarının durumunu özellikle rehber öğretmenlerle paylaşmaları gerekir. Sınıflar kalabalık olursa öğretmen bunun farkında olmayabilir. Özellikle derste uyuklamalar oluyorsa velinin bundan haberdar olması lazım'' dedi.